Başta CHP olmak üzere tüm muhalefet partileri 31 Mart seçimleri ve sonrası gelişen süreçlerde, seçmenin hür iradesinin seçim sonuçlarına yansıması için özveriyle ve başarıyla mücadele ettiler. Yenilenecek seçimlerde de aynı başarıyı göstereceklerine eminim. Tüm bu çabalara belki bir nebze katkısı olur düşüncesiyle, yıllardır seçim güvenliği konularına kafa yoran bir sistem analisti olarak gözlemlediğim bazı önemli noktaları vurgulamak istiyorum:
1. 142 belgesi ile oy kullanacak görevliler
2. Geçersiz ve hesaba katılmayacak oyların ayrıştırılması
3. Sayım Döküm Cetvellerinin bir kopyasının alınması
4. Mühürsüz ya da değişik mühürlü oy pusulalarına azami dikkat
5. Seçimde kullanılacak sandık seçmen listelerinin aynı olmasından faydalanma
1. 142 belgesi ile oy kullanacak görevliler
Oldukça önemli olan bu konuyla ilgili neler yapılabileceğini bir önceki yazımda detaylandırmıştım. Kısaca özetleyecek olursam, muhalefet partilerinin, sandık listesinde kayıtlı olmayıp da 142 Belgesi ile görevli olarak oy kullananların sandık bazında veri olarak tutulması için gerekli bilişim sistemi düzenlemeleri yapması gerekir. (bakınız: Sandık seçmen listesine kayıtlı olmayan görevlilerin oy kullanması)
2. Geçersiz ve hesaba katılmayacak oyların ayrıştırılması
Geçersiz oylarla ilgili yapılanlar malum. YSK’nın daha önce benzer taleplere verdiği sayısız red kararını göz ardı ederek geçersiz oyların tekrar sayılması kararının ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinin detaylarını yazmıştım (bakınız: Geçersiz Sayılan Oylara Yapılan İtirazların Hileyi Yasallaştırma Olasılığı). İktidar partisi yandaşları bugünlerde halkı aldatarak, geçersiz oylara yapılan itirazlar sonucu aradaki farkın 28 binlerden 14 binlere indiği kara propagandasını alabildiğince kullanıyorlar.
Dolayısıyla yenilecek seçimlerde dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan birisi geçersiz oyların düzgün tasnifi ve neden geçersiz olduklarının düzgün bir şekilde kayda geçirilmesi gereği olarak ortaya çıkıyor. 31 Mart seçimlerinde bu konuda yaşanan en büyük 2 sıkıntı şuydu:
- Geçersiz sayılan oyların hesaba katılmayacak oylar ile birlikte paketlenerek çuvala konulması
- Geçersizlik sebeplerinin tam olarak belirtilmemesi
Yukarıda sözü edilen yazıda neden bu sıkıntıların yaşandığını örnekleriyle açıklanmıştır. Yenilenecek seçimlerde bu sıkıntıların yaşanmaması için muhalefet parti sandık kurulu üyeleri ve müşahitleri tarafından alınabilecek 2 basit önlem var:
- Geçersiz sayılan oyların ve hesaba katılmayacak oyların ayrı olarak paketlenip çuvala konulmasını sağlamak.
- Tutanak üzerinde yeterli yer olmaması sebebiyle detayları yazılamayan geçersizlik sebeplerini aşağıdakine benzer şekilde sandık kurulu tutanak defterine yazılmasını sağlamak:
Geçersiz sayılan oy sayısı: XX
Geçersizlik sebepleri:
- Birden fazla mühür basılan: X adet
- Üzerinde işaret olan: X adet
- Sandık kurulu mührü olmayan: X adet
….
Hesaba katılmayan oy sayısı: XX
Hesaba katılmama sebepleri:
- Aynı zarf içerisinden birden fazla çıkma: X adet
- ….
Islak imzalı tutanakların alınmasının hayati önemi 31 Mart seçimlerinde her kesim tarafından iyice anlaşıldı. Sayın Canan Kaftancıoğlu yönetiminde İstanbul CHP örgütünün aldığı ıslak imzalı tutanaklar sayesinde 31 Mart gecesi bir oldu bittiye izin verilmedi. Yenilenecek seçimlerde ıslak imzalı tutanakların alınmasında sorun olmayacaktır. Seçim gecesi ve sonrası yapılabilecekler düşünüldüğünde, ıslak imzalı tutanakların yanı sıra Sayım Döküm Cetvellerinin (SDC) bir kopyasının da muhalefet partilerince alınması son derece önemlidir.
Eğer benim bilmediğim kanuni bir engel yok ise, muhalefet partileri sandık kurulu üyeleri ve/veya müşahitleri sayım gecesi oluşturulacak SDC’lerin ıslak imzalı bir kopyalarını talep etmeleri gerekir. Eğer ıslak imzalı kopya alınması önünde bir engel var ise, hazırlanacak SDC’lerin resimlerinin cep telefonları ile çekilmesi sağlanmalıdır. Çekilen bu resimlerin merkeze gönderilmesi ve gereğinde kullanılması için gerekli bilişim alt yapısı sağlanmalıdır. Süre kısıtlı olduğu için çok detaylı bir sistem yapılamaz ama iş görecek bir yapı kolaylıkla kurulabilir.
Ek olarak, sayım sonunda her sınıfın kapısına asılması kanuni zorunlu olan ıslak imzalı tutanağın da bir resminin çekilmesi ve gereğinde referans bilgi olarak kullanılması çok faydalı olabilir.
Islak imzalı tutanak olduğu sürece SDC ve sınıf kapısına asılan tutanağın bir kopyasını almaya neden ihtiyaç olduğunu düşünenler mutlaka olacaktır. Normal şartlarda ihtiyaç yok, doğrudur. Ama normal şartlarda değiliz ve maalesef bazı çuvalların ilçe seçim kuruluna giden yolda değiştirilemeyeceğinin veya henüz aklımıza gelmeyen başka yöntemlerin kullanılmayacağının garantisi yok.
4. Mühürsüz ya da değişik mühürlü oy pusulalarına azami dikkat
Bilindiği üzere YSK referandum için aldığı karar ile sandık kurulu mührü ile mühürlenmesi “sehven” unutulan oy pusulaların geçerli olması gerektiği kararını almış ve 24 Haziran seçimleri öncesi yapılan değişiklikle bu kararın kanuni alt yapısı sonradan sağlanmıştı.
Sandık kurulu ile mühürlenmemiş oy pusulalarının seçim güvenliği açısından neden tehlike yarattığının bir açıklaması şu şekilde: Bazı seçmenlere tercih mührü bir parti ya da adaya önceden basılmış seçmen pusulası verilip, seçmene ilgili sandık kurulu tarafından verilecek oy pusulasının yerine bu önceden tercihli oy pusulasını kullanması yönünde bazı “teşvikler” verildiği bilinmektedir. Seçmen, sandık kurulu tarafından verilecek boş oy pusulasını geri getirdiğinde söz konusu teşviği almaya hak kazanmaktadır.
İstanbul seçimlerinde 31 Mart’da oy kullanmamış yaklaşık 1.7 milyon seçmen var. Tüm partilerin hedefi oy kullanmayan bu seçmenlerden bazılarını kendi safında sandığa götürmek. Burada kritik olan nokta, kimlerin oy kullanmadığı bilgisi siyasi partilerin elinde yok, bu bilgiye sadece YSK sahip. Zihinsel engelli vatandaşların bilgilerini Sağlık Bakanlığı’ndan kanunsuz bir şekilde alan, kısıtlı seçmen bilgilerini YSK ve Adalet Bakanlığı’ndan alanların oy kullanmayan seçmen bilgilerini almayacağını kimse garanti edemez. Bu bilgiye sahip olanların, oy kullanmayan seçmenleri yukarıdaki senaryoya benzer yöntemlerle teşvik edebileceğini göz önüne almak gerekir. Üstelik teşviki sadece parasal yönde düşünmemek gerekir. Devlet olanaklarını kullanan ve seçimi kazanmak için pek çok şeyi yapabilecek bir gücün, oy kullanmamış bazı seçmenlerin üzerinde baskı olarak kullanabileceği malzeme bulması sürpriz sayılmamalı.
Buna karşılık muhalefet partileri sandık kurulu üyeleri ve/veya müşahitlerinin alacağı önlem, 24 Haziran seçimlerinde de gündeme geldiği üzere, sabah ilk iş olarak tüm oy pusulalarının “hep aynı bölgelerinin” mühürlenmesi ve tüm oy pusulalarının mühürlendiğini ve mühürsüz ya da sandık kurulu tarafınca mühürlenmeyen şekilde olan oy pusulalarının geçersiz sayılacağının sandık kurulu tutanak defterine yazılmasını sağlamak olmalıdır.
5. Seçimde kullanılacak sandık seçmen listelerinin aynı olmasından faydalanma
YSK 4379 numaralı Kararı ile “23 Haziran 2019 tarihinde yapılacak olan seçimde kullanılacak sandık seçmen listelerinin aynı olması gerektiğine” karar verdi. Bunun anlamı, 31 Mart günü kim hangi numaralı sandıkta oy kullandıysa 23 Haziran’da da aynı sandıkta oy kullanacak. Seçim sonuçlarını öncesi ve sonrası ile karşılaştırma açısından baktığımızda, bu bizim gibi bilişimciler için oldukça güzel bir fırsat. Çünkü çok kısa bir süre içerisinde aynı seçim, aynı seçmen verileri ve sandıklarla tekrarlanıyor. Bu şartlarda istatistiksel olarak her iki sonuç (gerçekleşmiş bulunan 31
Mart ve 23 Haziran akşamı oluşacak sonuç) sandık bazında karşılaştırıldığında
anormal sapmaların olmaması beklenir. Böyle olunca hem sandık bazında hem de aynı seçim çevresi bazında normal ölçülerden fazla sapan sandıkları programatik olarak kolayca belirlenebilir. Bu sayede, sayın Ekrem İmamoğlu ve ekibi seçim günü ve gecesi oluşacak şartları değerlendirecek ve gerektiğinde tedbir alınmasını sağlayacak önemli bir referans bilgisine sahip olmuş olur.
Örneğin, sandıklar kapanmadan yarım saat önce, sandık bazında kaç kişinin oy kullandığı bilgisi genel merkeze iletilebilirse, 31 Mart’a göre seçime katılımı yüksek oranda artan sandıklar belirlenip, o sandıklarda daha dikkatli olunması gereği (mühürsüz ya da değişik mühürlü oy pusulalarına azami dikkat edilmesi gibi) sandık görevlilerine ve müşahitlere tekrardan hatırlatılabilir. Gerek
görülürse o sandıklara ekstra müşahit ve avukat desteği sağlanabilir.
Diğer bir örnek olarak, seçim gecesi olası yanlış veri girişlerini (hem YSK tarafında oluşacak hem de muhalefetin örgüt elemanlarının kendi sistemlerine veri girerken yapacağı yanlışları) erkenden belirleyebilecek bir uyarı mekanizması kurulabilir. Örneğin aşağıdaki grafikte görsel olarak verilen örnekte 4132 numaralı sandık için olan sonuçların önemli ölçüde farklılık gösterdiği belirgin bir şekilde görülmektedir (1).
Sonuç olarak, uygulanması teknik olarak oldukça basit yazılım yöntemleriyle, seçimde kullanılacak sandık seçmen listelerinin aynı olmasından faydalanarak seçim günü ve gecesi çok faydalı olabilecek erken uyarı mekanizmaları geliştirmek mümkün.
(1) Burada bahsedilen yöntemi, 24 Haziran seçim sonuçları üzerinde uyguladık ve YSK kesin sonuçları içerisinde kimsenin görmediği yüzlerce hatayı ortaya çıkardık. (Bakınız: BMO 24 HAZİRAN 2018 Seçim Sonuçları Veri Analizi Raporu)
Yorumlar