Yenilenecek Seçimlerde
Güvenlik Açığı Oluşturabilecek Önemli Noktalar
YSK’nın adeta kendini tamamen reddederek aldığı İstanbul
Büyük Şehir Belediyesi seçimlerinin yenilenmesi kararı sonrası seçimler 23
Haziran 2019 tarihinde yenilenecek. Hem daha önceki seçimlerde yaşananlar hem
de son seçim için İBB özelinde günlerdir süren tekrar sayım işlemleri öncesi ve
sonrasında gözlemlenen olgular ışığında, yenilenecek seçimlerde güvenlik açığı
oluşturabilecek önemli noktalar var. Bu ve sonraki yazımızda bu konuları analiz
edeceğiz. İlk yazımızın konusu, son günlerde tekrar dile getirilmeye
başlanan sandık seçmen listesine kayıtlı olmayan görevlilerin 142 Belgesi ile oy
kullanması.
Sandık seçmen listesine
kayıtlı olmayan görevlilerin oy kullanması
Özellikle kolluk kuvvetlerinin, İlçe Seçim Kurulları
tarafından verilen 142 Belgesi ile görev yaptığı sandığın seçmen listesinde
kayıtlı olmadığı halde oy kullanmaları, daha önceki seçimlerde de sıkça gündeme
gelmişti. İptal edilen seçimdeki çok yakın oy dağılımı göz önüne alındığında
yenilenecek seçimde bu konu çok daha önemli bir yer tutabilir.
Bu konuda yapılan itirazlar ve ortaya atılan iddialar şu
şekilde:
- Bazı kolluk gücü elemanlarının, hem ellerindeki 142 Belgesi ile görevli olduğu sandıklarda hem de esasen kayıtlı oldukları sandıklarda mükerrer olarak oy kullanmaları
- Bazı kolluk gücü elemanları adına birden fazla 142 Belgesi düzenlenmesi yoluyla mükerrer oy kullanılması
- Yenilenecek İstanbul seçimleri özelinde, İstanbul dışından getirilecek güvenlik görevlilerinin de bu kapsamda oy kullanabileceği iddiası
Öncelikle günlerdir sosyal medyada yayılan son iddiadan (3. madde) başlayalım. Normal şartlarda söz konusu iddiada öne sürülenler hiç olası
değil. Çünkü 142 Belgesi verilen görevlinin aynı seçim bölgesi (bu durumda
İstanbul ili) içerisinde başka bir sandık seçmen listesinde kayıtlı olması
gerekiyor. İlçe seçim kurulları tarafından verilen 142 Belgesi, o görevlinin
kayıtlı olduğu seçmen listesine ait bilgileri (hangi ilçe, hangi mahalle ve
hangi sandıkta kayıtlı olduğu) içeriyor. 31 Mart için kesinleşen seçmen
listelerine ekleme yapılamayacağı için, il dışından getirilecek güvenlik
güçlerine 142 Belgesi düzenlenemez. Birden fazla belge düzenlenmesi de (2. madde) normal şartlarda olası
olmayan bir durum. Her iki iddianın da geçerli olabilmesi ancak aşağıdaki anormal
durumlarda mümkün olabilir:
- 142 Belgesini hazırlayan İlçe Seçim Kurulu’nun kanunsuz ve kasıtlı bir şekilde aynı görevli için birden fazla belge hazırlaması
- 142 Belgesini hazırlayan İlçe Seçim Kurulu’nun kanunsuz ve kasıtlı bir şekilde il dışından gelen bir görevli için bu belgeyi düzenlemesi
- 142 Belgesinin sahte olması
Birinci sırada iddia edilen mükerrer oy kullanımının önüne geçilmesi adına
uygulanan yöntem de şu: Sandık Kurulu 142 Belgesi’ni ilgili görevliden alıyor,
ilgili görevlinin bilgilerini seçmen listesinin sonuna kaydediyor ve aldığı 142
Belgesi’ni ilgili ilçe seçim kuruluna teslim ediyor. Bu görevlinin kendi seçim
bölgesinde oy kullanmamasının sağlanması ilçe seçim kurulunun sorumluluğunda.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, sürecin siyasi partilerinin kontrolü
dışında gelişiyor olması.
Sonuç olarak YSK’nın tüm birimlerinin (kurulun kendisi ile il
ve ilçe seçim kurulları) kendilerine anayasamız ile verilen görevleri layıkıyla
yaptıkları “normal şartlarda” bu
iddialarda ileri süren sebepler güvenlik açıklarının oluşması olası değil.
Ancak herhalde aklı başında hiç kimse bu yaşanılanlardan ve YSK’nın altına imza
attığı kararları gördükten sonra normal şartlarda olduğumuzu ileri süremez. O
sebeple özellikle muhalefet partilerinin tüm olasılıklara karşı hazırlıklı
olması gerekir. Şimdi kısaca neler yapılabileceğini analiz edelim:
Aslında eğer benim bilgim dışında kanuni bir engel yoksa tüm
bu iddiaların ve seçimden sonra oluşacak olası tartışma ve söylemlerin önüne
geçilmesinin göreceli olarak kolay bir yolu var:
Yenilenecek seçime özel
olarak, o gün görev alacak tüm güvenlik elemanlarının İstanbul dışından
getirilmesi ve hiçbir sandıkta 142 Belgesi ile güvenlik elemanının oy
kullanmayacağı kararının alınması.
Hepimiz biliyoruz ki ne iktidar partisi ne de YSK bu tür bir
kararın alınmasını istemezler ve onaylamazlar. Ancak muhalefetin yine de bu tür
girişimlerde bulunması toplum genelinde farkındalık yaratması açısından önemli
olacaktır.
Bunun dışında özellikle kendi uzmanlık alanıma geri dönerek
önerebileceğim bilişim tabanlı yapılabilecekler şunlar:
1) Görevli olarak oy kullananların sandık bazında veri olarak tutulması:
- Görevli olarak oy kullananların sandık bazında veri olarak tutulması için gerekli bilişim sistemi düzenlemelerin yapılması gereğini, BMO olarak 24 Haziran seçimlerinden sonra YSK’na ilettik. Seçim güvenliği için önerdiğimiz diğer pek çok önemli değişiklik gibi, bu önerimiz de YSK tarafından dikkate alınmadı.
- YSK’nun yapmadığı bu işlevi muhalefet partileri kendi sistemlerinde yapabilirler ve kanaatimce acilen yapmalılar. İptal edilen seçimlerde hangi sandıkta kaç görevlinin liste dışından oy kullandığını bir an önce sistemlerine girmeleri gerekir. Hatta aynı işlemi 24 Haziran seçimleri İstanbul verileri için de yapmalılar. Bu sayede ellerinde hem sandık bazında hem de İstanbul genelinde 142 Belgesi ile kaç görevlinin oy kullandığının referans bilgisi olur.
- Yenilenecek İstanbul seçimleri için de aynı bilginin, parti sandık kurulu görevlileri ve/veya müşahitlerince tutulup sisteme veri olarak kaydedilmesi için gerekli yazılım altyapısı sağlanmalıdır. Bu sayede sayın Ekrem İmamoğlu’nun elinde anlık olarak İstanbul genelinde kaç güvenlik görevlisinin oy kullandığı ve geçen seçimlere oranla bu sayının ne kadar değiştiği bilgisi olur.
2) 142 Belgesi ile oy kullananların bilgilerinin tutulması:
- Son seçimlerde YSK tarafından yayımlanan 139 sayılı Genelge’ye göre, 142 Belgesi ile oy kullanan seçmenlerin ad ve soyadları ile kimlik bilgileri, oy kullandıkları sandık seçmen listesinin sonuna yazılarak karşısına imzaları alınır (Madde 32). Eğer kanuni bir engel yoksa, bu görevlilerin kimlik bilgilerinin parti sandık kurulu görevlileri ve/veya müşahitlerince kendi sistemlerine veri olarak kaydedilmesi için gerekli yazılım altyapısı sağlanmalıdır.
- Eğer önünde kanuni bir engel yoksa, seçim kurulu başkanı tarafından alınacak 142 belgesinin parti sandık kurulu görevlileri ve/veya müşahitlerince resminin çekilmesi ve bu görüntülerin depolanması için gerekli yazılım altyapısı sağlanmalıdır.
- Bu sayede muhalefet partileri, normal şartlarda tamamen kendi kontrolleri dışında ilçe seçim kurulları tarafından yürütülecek sürece müdahil olabilirler.
Son söz olarak normal şartlarda olmadığımızın altını bir
kez daha çizmek isterim. O sebeple başta CHP olmak üzere tüm muhalefet
partilerinin kendilerini ve sistemlerini anormal durumlara göre hazırlamalarında
fayda var. Unutulmasın ki aslında seçimi kazanmak için yapılan kanunsuzluk ve
usulsüzlükler, seçimi kazanamayınca iptal gerekçesi olarak kullanılıyor. Datça Belediyesi'nin harika duyurusunda olduğu gibi, 23 Haziran’da bütün plajları kapatmak yetmez, olası kanunsuzluk ve usulsüzlüklere karşı tüm sistem açıklarını da kapatmak şart.
Yorumlar